“`html
Mezarlıklar Müdürlüğü: Hayatın Sessiz Kahramanı Zafer İpek’le Röportaj
Polis veya asker olma hayalleri peşinde iken, Urla’nın büyüleyici doğası Zafer İpek’in aklını çeldi. 25 yıl önce iş bulma süreci oldukça kolaydı ve bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde bir pozisyona yerleşti. Ancak beş yıllık rahat çalışmanın ardından bir sabah, “Dosyalarınız kayboldu; artık Mezarlıklar Müdürlüğü’nde görev alacaksınız” açıklamasıyla sarsıldı.
Mezarlıklar Müdürlüğü, ona göre bir sürgün yeri gibiydi. Daha önce babası ve dedesiyle birlikte mezar ziyareti yapmasına rağmen, orası kendisinin ve diğer arkadaşlarının çalışmayı düşündüğü son noktaydı. İlk gün, mezar kazma konusunda kimse gönüllü olmadı ve bazıları işten ayrılmayı bile düşündü.
İki dekade boyunca mezar kazıcı ve cenaze aracı şoförü olarak çalışan Zafer İpek, bebeklerden 110 yaşında olanlara kadar sayısız cenaze taşıdı ve birçok acıya tanıklık etti. Tüm bunlar, kayınbiraderini toprağa verdiği güne kadar sürdü; o gün yaşamına noktayı koydu.
Zafer İpek ile mezar kazıcılığı, mezarlıkta karşılaşılan zorluklar ve yaşamın kaçınılmaz gerçeği olan ölüm üzerine konuştuk.
İlk Gününüz Nasıl Geçti?
İlk mezar kazmam, mucizevi bir deneyim gibiydi. Herkes korkarak etrafa bakıyordu; hepimiz yeniydik. “Ben temizlik yaparım,” diyen biri, “Ben de yaparım,” diyordu, kimse mezar kazmayı istemiyordu. Urla Belediyesi’nde sabit mezar kazıcısı olmadığı için, her seferinde farklı birimlerden seçiliyorduk.
Mezarlığa Gönderilmeniz Bir Ceza Mıydı?
Hayır, bu bir ceza değildi; aslında seçilmiştik. Çevremizdeki bazı kişiler, “Oraya gidersen işten atılacaksın,” demişti ama şükür ki 20 yıl bu süreçte çalıştım. İlk gün herkes için oldukça zorlayıcıydı. Bazı arkadaşlar, “Ben bu işi yapamam,” diyerek ayrılmayı düşünecek kadar endişeliydi.
İlk başlarda tabii ki ürkütücüyken, sonraları alıştık. Bizimle çalışan arkadaşlarım benden 10-15 yaş büyüktü. Üstünde gömülü cesetler görmek daha bir gizemliydi. Kafatası ve kemiklerin ortaya çıkması, tüm ekibin kaygılandığı bir durumdu; en son onların çıkarılmasına izin verilmeye başladı.
Güneşin Altında Hava Nasıl Oluyor?
O kadar sıcak bir havada, 40-45 derecede mezar kazmak zorundaydık. İskelet Mezarlığı’nda bulunduğum iki yıl boyunca, mezarları kayaları oyarak açıyorduk. Bir gün, Urla’daki bir hanım, annesi için çeşme yaptıracağından bahsetti; ama şefimiz, “Onun yerine bir hilti alabilir misiniz?” diye yanıtladı ve ertesi gün hilti geldiğinde, hepimiz çok sevindik. İşin göründüğü gibi olmadığını öğrenmek, gün geçtikçe hissettiğimiz bir gerçekti.
Mezarlık Zeminini Tanıyor Muydunuz?
Artık mezarlık zeminlerini ezberlemiş durumdaydık. Özellikle çam ağaçları dikmemeye özen gösterirdik. Çam ağaçlarının kökleri çok güçlüyken, mezar açmak oldukça zorlayıcıydı. Mezarlıkta hemen toprağa verilmesini isteyenler için işin zorluğu belli; çünkü artık küçük kepçelerle iş yapılıyor.
Bir Mezar Kazmaktan Daha Fazlası
Önemli olan, yalnızca mezarı kazmak değil; cenazeyi dikkatlice yerleştirmek. Yakınlardan bir kişi mezara girmekte, ancak biz gömülme işleminde yardımcı oluyoruz çünkü her biri bu işlemi yapmayı bilmiyor. Yanlış bir yere yatırılma hatalarının önüne geçmek lazım.
Ailenizden Tanıdıkların Vefatı Bu İşteki Motivasyonunuzu Nasıl Etkiledi?
Babamı, 2002 yılında, kayınvalidemi de 2024’te kaybettim. Emekliliğimin nedeni de kayınvalidemin ardından kayınbiraderimin vefat etmesi oldu. Çok ağır bir acıydı. Her gün bu işi yaparken, çevremdeki insanların acısına tanık olmak beni düşündürüyor; “Ne kadar daha devam edebilirim?” sorusu kafamda dolaşıyor.
Sizi En Çok Rahatsız Eden Durum Nedir?
Cenaze törenleri sırasında kalabalık içinde sadece birkaç kişi toprağı atıyor. Herkesin orada bulunma amacı gece yarısı bırakmak yerine, bir an önce ayrılmak. Cenazelerden çok, toplumda bu konulara gereken özenin gösterilmemesi üzücü. Konuşmamak ya da 15 dakika sessiz durmak, aslında en uğraşılması gereken bir nokta. Bu kritik konularda insanın manevi duruşu, birçok acıyı hafifletebilir.
Cenaze Aracı Şoförlüğü Hakkında
Cenaze aracı şoförlüğü, oldukça zorlu bir süreçtir. Cenaze gömerken ölüye tanık olmazsınız fakat cenaze aracıyla çok farklı olaylara tanıklık edersiniz; bu anlar insanı derinden sarsar. Gece nöbetleri, adli vakalar derken birçok zorlayıcı durumla karşılaştık. Ölümlü dünyanın zorlukları içinde dua etmekten başka çaremiz olmuyor.
Berrin Tuncel Birer
“`